11 Haziran 2010 Cuma

Biz Farklıyız !


Tribünde omuzomuzayken meşale altında tanıştık biz. Hiç aile olacağımız aklımıza gelir miydi? Atatürk'ün sol kapalısında iki haftada bir tezahüratlar söyler, gönülden severdik. Sadece tribünde buluşur, ismimizi bile bilmezdik en başta. Birlikte içilen sigaralar tribündeki dostluğumuz pekiştirdi. Bir kavganın en güzel anında tanıştım ben kardeşlerimle. En güzel tanışma bu şekilde olmaz mı zaten ? Beni hiç arkada bırakmayacaklarını daha ilk günden anladım ben. Daha sonra birlikte gidilen o güzel deplasmanlara gittikl, şişede kalan yarım birayı birlikte paylaştık, bir paket sigarayı bütün otobüs içmeye başladık..

Yavaştan semtimizim muhtelif parklarında Karşıyaka'yı kurtmarmaya başladık. Her muhabbetimiz Karşıyakaydı başka hiçbirşeyimiz yoktu. Fikirlerimiz farklı olsa bile ortak noktamız Karşıyakaydı..


Bir süre sonra baktık ki artık tam anlamıyla kardeş oluyoruz. Hayatta güvenebileceğimiz en yakın insanlar tribünden insanlar olmuş. Seni hiç aç bırakmamışlar, bir kavgada hiç arkada bırakmamışlar, her zaman seni başkalarına karşı kollamışlar. Sevgilimizle kavga ediyoruz, birlikte derdimize içerek sohbetler ediyoruz.. Tamamiyle artık hayatımız oluyor tribün kardeşliği. Ailemizden birine kötü birşey olsa ilk kapı çalındığında, kapıyı açtığında karşında duran kişi o seneler önceki hiç tanımadığın omuzomuza çekerken yanında duran adam oluyor. Telefonun bütün gün susmuyor, sürekli bir sorun varsa gelelim, bir ihtiyacın olursa aramazsan bozulurum gibilerinden şeyler söylüyorlar sana. En kötü gününde bile tüm kardeşlerin abilerin yanında seni teselli ediyor.

Yolda mı kaldın ? 18 yaşından büyük bir abini ara 5 dakikaya orada olur Ve bu abin onu zorunluluktan yapmıyor, artık öyle bir sevgi ve saygı var ki aranızda bunu yapmayı kendine görev biliyor. Kendisinin ne kadar derdi sıkıntısı olsada ilk önce seni dinliyor onlar. Önemli kararlarında ilk danıştığın kişiler onlar oluyor biranda. Ve onların tek kelimesi bile senin o kararında çok etkili oluyor, çünkü biliyorsun sana o abilerinden asla zarar gelmez..

Biz farklıyız çünkü aynı semtin, aynı kavganın çocuklarıyız..
Kalmasın kalbinde acı bir sızı, Ufkunda sallansın YEŞİL KIRMIZI!

Uzun süredir yazı yazamıyorduk geçmişlerde yazdığım bir yazıyı yayınlamak istedim biraz değiştirerek. Karşıyaka için şu bir ay ölü dönemler ve biz bu dönemlerde saçma ve gereksiz yazılar yazmak istemediğimiz için yazı girmiyoruz. Haberiniz olsun istedik..

8 Haziran 2010 Salı

2oo9-2o1o Sezonu Karnemiz.


Bank Asya 1. Lig'de, 2009-2010 sezonunu 56 puanla 5. sırada tamamlayan Karşıyaka'da 27 ayrı futbolcu forma giydi. Karşıyaka, önceki sezonda da takımın başında olan teknik direktör Reha Kapsal ile başladığı sezonda, 11. haftada kan değişikliğine gitti.

Yeşil-kırmızılılarda 13. haftada teknik direktörlüğe getirilen Ümit Turmuş da 23. hafta öncesinde görevden ayrıldı. 5 haftalık süreçte Nihat Umut-Hakan Kayalar'ın görev yaptığı Karşıyaka'da daha sonra Erdoğan Arıca ile anlaşma sağlandı. Sezonu 56 puanla 5. sırada tamamlayan yeşil-kırmızılı ekip, geçen sezon olduğu gibi Süper Lig umudunu Yükselme Grubu'na bıraktı.

Karşıyaka'da 32 yaşındaki tecrübeli golcü Okan Öztürk, 32 maçta da 90 dakika sahada kaldı. Okan Öztürk'ü 31 maçta 2 bin 500 dakika forma giyen Taha, 30 maçta 2 bin 488 dakika şans bulan Kıvanç takip etti.

Karşıyaka'da 59 dakika forma giyebilen ve devre arasında gönderilen Mfongnag, sezonun son maçında 90 dakika oynayan Akın Sinan Dağdelen ile 170 dakika sahada kalan Tisdell, en az forma şansı bulan futbolcular oldu.

-PUANLARIN İÇ VE DIŞ SAHA DAĞILIMI EŞİT-
Karşıyaka, İzmir'deki ilk 5 maçını geçen sezon Ankara'daki play-off finali sonrası çıkan olaylar nedeniyle seyircisiz oynadı.

Elde ettiği 56 puanın iç ve dış saha dağılımı eşit olan yeşil-kırmızılılar, İzmir'de ve deplasmanda 28'er puan topladı.
Yeşil-kırmızılılar 34 maçta 48 gol atarken, 35 golü de kalesinde gördü. Karşıyaka'nın kaydettiği 48 golde, 14 ayrı futbolcunun imzası var. Okan Öztürk, 13 golle en golcü oyuncu oldu. Okan'ı, Kıvanç (6), Erçağ, Emrah (5), Serdar Sinik (4), Gurur (3), Taha, Mutlu, Köksal (2), Timuçin, Ufuk, Ayhan, Kerem ve Şaban (1'er gol) izledi. 15. haftada oynanan Karşıyaka-Kocaelispor maçında Kocaelisporlu Bilal Turgut, kendi kalesine gol attı.
Yeşil-kırmızılı ekipte ise 8. haftada Çaykur Rizespor karşısında Mustafa, kendi kalesine gol atan isim oldu. Gollerin 32'sini karşılaşmaların ikinci yarısında atan Karşıyaka, yediği 35 golün 20'sini ilk devrede kalesinde gördü. Yeşil-kırmızılı takımın attığı ve yediği gollerin zaman aralığı şöyle:

Zaman Aralığı Atılan Gol Yenilen Gol


1-15 8 4
16-30 3 9
31-45 5 7
46-60 11 4
61-75 12 2
76-90 9 9

-KARTLAR-
21 futbolcunun 80 sarı kart gördüğü İzmir temsilcisinde, Kıvanç 13 sarı kartla en fazla kart gören oyuncu oldu. Bu futbolcuyu Taha (10), Serkan (8), Mutlu, Gurur, Okan (4), Serkan (3), Necati, Fuat, Erçağ, Ufuk (2) Mustafa, Ayhan, Aykut, Güney, Ramazan, Emrah (1) izledi.

Karşıyaka'da Serkan, Taha ve Ufuk kırmızı kart görerek takımını eksik bıraktı.

-HAKEMLER-
Ligde Karşıyaka'nın maçlarında 20 ayrı hakem görev aldı. Fethi Serkan Koçak, Mete Kalkavan, Mustafa İlker Coşkun, Nihat Akman 3'er kez yeşil-kırmızılıların maçını yönetti.

Barış Şimşek, Gökhan Güneşer, Kuddusi Müftüoğlu, Özgür Yankaya, Yunus Yıldırım, Zafer Demir (2), Aytekin Durmaz, Bülent Yıldırım, Bünyamin Gezer, Halis Özkahya, Hüseyin Göçek, İlker Meral, Mürvet Sezer, Özgüç Türkalp, Serkan Çınar, Süleyman Abay birer müsabakada görev yaptı. Karşıyaka'da, 2009-2010 sezonu raporu şöyle:

Futbolcu Maç Sayısı Süre (Dk) Sarı Kart Gol


Akın Sinan Dağdelen 1 90 - -
Alfred Tabot Mfongnag 2 59 - -
Ayhan Evren 18 1224 5 1
Aykut Akgün 19 1158 2 -
Cem Karahan 4 279 1 -
Emrah Bozkurt 27 1585 4 5
Erçağ Evirgen 25 1334 4 5
Eser Yayla 8 320 1 -
Fuat Erarslan 25 2135 4 -
Güney Atılgan 6 304 1 -
Kerem Sarıhan 8 568 2 1
Kıvanç Karakaş 30 2488 13 6
Köksal Yedek 27 1680 - 2
Mustafa Aydın 6 513 1 -
Mutlu Kızıltan 27 1588 5 2
Necati Yılmaz 15 1350 2 -
Okan Öztürk 32 2880 5 13
Ramazan Kurşunlu 18 1620 2 -
Saffet Gurur Yazar 26 2276 5 3
Serdar Sinik 19 691 - 4
Serkan Kılıç 28 2174 8 -
Şaban Genişyürek 4 181 - 1
Taha Yalçıner 31 2500 10 2
Timuçin Aşçıgil 20 829 1 1
Tonia D. Tisdell 6 170 - -
Ufuk Çam 15 1165 2 1
Volkan Özcan 26 2246 2 -

Atatürk Karşıyakalı..


ATATÜRK 11 Ekim 1925 ‘te KARŞIYAKALILARA hitaben Naim Palas Oteli’nin balkonunda yaptığı konuşmasında ,burayı ne kadar çok sevdiğini anlatmak için şu sözcükleri tercih ediyor:’’İzmir’in KARŞIYAKALILARI ; sizi derin muhabbetle selamlarım…Ben bütün İzmir ’i ve bütün İzmirlileri severim.Güzel İzmir ’in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim.Yalnız ,bir rastlantı beni KARŞIYAKA ’ya daha fazla bağlamıştır.KARŞIYAKALILAR ,annem sizin sinenizde sizin topraklarınızda yatıyor.KARŞIYAKALILAR ,İzmir ’i gördüğüm gün ,öncelikle KARŞIYAKA ’yı ve orada da sizin Türk topraklarınızda yatan anamın mezarını gördüm.’’Evlenmek için KARŞIYAKA ’lı bir kızı, annesinin defnedilmesi için ise KARŞIYAKA ‘yı seçen Atatürk’ün doğal olarak KARŞIYAKALI olduğunu düşünen bugünkü KARŞIYAKALILAR,bu özellikleriyle kendilerini ayrıcalıklı sayıyorlar ve atık Atatürk ‘ün hangi takımı tutuğu tartışmalarının bitmesi gerektiğini düşünüyorlar.

7 Haziran 2010 Pazartesi

Bu sene direkt olarak Süper Lige çıkacağız..


Tekrar 1 yıl opsiyonlu olarak tekrar ' Karşıyaka ' dedi. Okan Öztürk , bence Yeşil-Kırmızı formayı hakkını veren bir futbolcu . O futbolunun dışında karekteri ile takımın adet'a abisi. Geçen sezon Karşıyaka'mız forması altında 13 gol attı. Geçen günlerde eşinin doğumu için Ankara'da bulunan Okan , geçen sezon 356 bin aldığı parada arttıracaktır. Karşıyaka'lı yöneticlerle görüştükten sonra , " Bu sene direkt olarak Süper Lig'e çıkacağız " diyerek Karşıyaka takımının inandığınıda göstermiş oldu. Helal olsun kaptan sanada bu yakışırdı..

Bu çocukda bişi var ama..


Bugün Aykut ile 3 yıllığına anlaşmaya varıldı. Aykut AKGUN 87 dogumlu, biz taraftarların Karşıyakamıza çok yararlı olacağı konusunda inandığı bir oyuncu. Aykut hakkında geçen yıl yaşanan sıkıntı giderildi. Para cezası kulübümüzünde girişimleri sonucu ödendi ve cezası Ağustos ayında bitecek. Yani önümüzdeki sezon forma giyebilecek. Bizler bu genç kardeşimizin çok iyi işler yapacağına, performansının sürekli gelişeceğine ve hatta buradan Milli takıma kadar gidebileceğine inanıyoruz.

Aykut Giresunspor-Maltepespor-Trabzonspor-Zeytinburnuspor takımlarında forma giydi. Orta sahada oynuyor. Almanya doğumlu.
Karşıyakamıza hayırlı olsun.

Arko El kremi çok faydalıdır..


Şimdi işin şakası yok büyük bir ümitle bekledim. Maçın biter bitmez bizim başkan bir heyecan ile istifa edecekti, sonra tabi kimse "abi bir geri dön" demeyecekti, o da "3 sene şampiyonluk vaad ediyorum bu son olsun allaamakitabıma" vaadi elinde tnt olduğundan dönecek yüz bulamayacaktı, yeni bir dönem açılacaktı filan. Hiç alakası yok yahu. Adam gayet "görevimin başındayım" dedi, "durmak yol yola devam" dedi gitti. Böyle ucuz vurup "Nesrin Baytok göreve" demek de istemiyorum ama Aziz Yıldırım'sız bir Fenerbahçe hayali kurmak da şu şartlarda çok zor. Adamın iki dudağına mühürlü kaldı kulüp kaderi, küserse gidecek, gönlü çekerse kalacak, sonumuz hayrolsun.

Bu saatten sonra da burada neden Aziz Yıldırım gitmeli gibi bir yazı yazmak da çok heyecan verici değil. O kadar iyi nedenselleştirdik, o kadar çok yazı yazdık ki hani biri çıktısını alsa kitap olur, kürsülerde okutulur. Öyle disipline çevirdiğin konuyu tekrar tekrar ısıtmak güzel olmuyor, onun yerine bambaşka bir şey diyeyim, bu Banu hanımefendi bizi renk körü filan olmamakla itham etti ya ona biraz bozuldum. Yani elbette taraflıyız, taraftarız, futbolla ilişkimiz önce tuttuğumuz takım üzerinden kuruluyor. Ben, biz, belirli bir maaş karşılığı futbol analizi yapmak üzere bir iş ifa eden insan değiliz ki Banu? Tabi kendi takımımız ve onunla kurduğumuz gönül bağları hakkında yazı yazıcaz, bizi heyecanlandıran, yazı yazmaya teşvik eden şey bu. Öte yandan, yazdığımız haklı mı haksız mı bambaşka bir konu. Sen şimdi otur twitter da Rıdvan ile makara geç, ondan sonra Radikal'de yazıyı patlat, sonra millet o sözleri Rıdvan'a söylediğini zannedince yok öyle değildi de. Ne yapalım gönlünü de bilemiyoruz ki, zahirden gördüğümüzü söylüyoruz. Madem öyle kusura bakma da dedik, bu kadar hicran olacağını da gerçekten tahmin etmemiştik. Eleştirilmeye değil de içinde böyle yara olmasına üzüldüm, yoksa sevdiğimiz insansın, gelsen şarabını, peynir tabağını eksik etmeyiz, masada kral gibi ağırlarız sarhoş olsan evine de taşırız, başımızın üstünde yerin var.

Şampiyonluk güzel şeymiş lan. Böyle Efes'i yendik ya, hiç o Efes kapaklı blog yazıları filan kalmadı. Geçen sene ortalık bara dönmüştü, her blogun açılışında bir efes kapağı var millet zevkten parabol olduydu, bu sefer tıs. 3. Setin ortasında Efes 27 sayıda kalınca tabi heyecan kalmıyor kimsede, lise basket takımıyla maç yapar gibi. En azından ben Kaya'dan bir atraksiyon bekliyordum, bir yumruk olsun, kafa kol olsun, kaç bin adam var, en azından bir künde, o da fos çıktı. Meyva çayı nasıl şeymiş arkadaş, bir sene önce 15 metreden potaya zıplayanlar 27 sayıda kaldı, maçı izlerken üzüldüm yeminle.

Kaya'yı mı alacakmışız bu arada? Yani Kaya. Ne Zulüm gördük, ne vefasızlık çektik arkadaş taraftar olarak. Al bir kaya nerene dayarsan daya diye ilkokul pankartı ile mi iletişim kuralım, gözyaşı akıtalım? Veya Rambo Okan gelsin bir Fenerbahçeli taraftar dövüp sonra da Fenere küfretsin, seneye bizim bir takıma monte etsinler kendisi, yıllardır hayalini kurduğu formaya kavuşsun çocuk, işler böyle absürd gidiyorsa sonuna kadar gitmeli.

Şampiyonluğu kaçırdık ya şimdi bütün yaz Krasic'i almakla uğraşırız. Sonra Eylül'de Krasic gelmez. 4 tane Dos Santos, De Souza bulur getirirler. Takıntı oluyor bizde bazen böyle futbolcular, 50 ay onla uğraşıp 10 günde transferi bitiriyoruz. Öyle müthiş bir futbol zekası, aklı, tartışmasız transfer üstünlüğüne sahibiz.

Tartışmasız üstünlük derken, yahu uzay takımı diye başladığın sezonu şampiyonluktan 8 kulaç uzakta bitirdiğin bir sezonun yenildiğin son maçında (nefes al) rakibin şampiyon olamadı diye aşk ile sevinmek nedir be abi? Yani neyin kutlamasını yapıyorsun? Ne acaip adamlar var lan. Bir tribün dolusu adam Fenerbahçe şampiyon olamadı diye kutlama yaptı, hani Rijkaard'ı aldık, Haldun müthiş transferler yaptı, şendik şakraktık, en büyüktük, Türkiye'dikten buraya hızlı inişi nasıl içinize sindirdiniz? Takım Avrupa takımı ama bütün mensupları Gemerekli, zihniyet 14.000 kişilik ilçe sınırında kalmış, bana yar olmayan kız karşı komşunun oğlunun da olmasın da isterse konsomatris olsun tipi bir akıl.

Şu yukarıdaki adamlar da bombacı. Herkesin töresi, görgüsü farklı tabi. Bu aralar bombalarla haşır neşirim ondan koydum özel bir manası yok. Başlık da halkı bilinçlendirme görevim gereği öyle. Çevreye ve topluma faydalı olsun istiyorum bu yazılar.

Bir de Rehavet yazı yazsın biraz daha fazla, insan özlüyor.

İzmir bir sıcak, bir de internet kafede yazıyorum, dolayısıyla yazının sonuna geldik. Bu güzel İzmir pazarında biraz dolaşıp nar sulu soda içicem, acaip güzel bir şey.

End of Transmission.

5 Haziran 2010 Cumartesi

İşte o efsane kardeşlik..


Yıllardır kulaktan kulağa babalarımızdan ağabeylerimizden duyarız. Gerçek dostumuz KARAGÜMRÜK derler.
Kardeş olmasına kardeşiz fakat bu güzel kardeşliğin nasıl başladığını bir çok kişi pek bilmez. Sorulduğunda herkes farkı şeyler söyler. Herkes farklı anlatır anlatmasınada herkes bilir ki tek gerçek Kardeş KARAGÜMRÜK.



İşte buradan esinlenerek gerçek anlamda bu dostluğun nasıl başladığını öğrenmek istedik.
Dernek kurucu üyelirimizden Taner ÜTÜKLERLİ'den konuyla ilgili yardım istedik. O da kırmadı bizi KARAGÜMRÜKLÜ ağabeylerimizi aradı. Onlarda seve seve yardımcı olacaklarını, hemen konuyu Karagümrük tribünlürenin gediklileri ile paylaşacak ve araştıracaklarını söylediler. Karagümrüklü kardeşlerimizin araştırmasından sonra bu güzel kardeşliğin nereden geldiğini bizlerle paylaştılar.
İşte paha biçilmez kardeşliğimizin ilk adımları.



1976 – 1977 sezonunda KARAGÜMRÜK ile aynı ligde mücadele ediyoruz. İzmir’ de KARŞIYAKA için çok kritik bir maça çıkıyoruz.Rakibimiz KARAGÜMRÜK ve o sezon lig de iddaası kalmamış. KARAGÜMRÜK’ den bu maça 3-5 abimizin dışında gelen olmamış. Gelen ağabeylerde KARŞIYAKA seyircinin içinde yerlerini almış. KARŞIYAKA için bu kritik 90 dakkika başlamış. Ama hiçte KARŞIYAKAlıların beklediği gibi maç gitmemiş ve maçtan KARŞIYAKA 3 – 0 mağlup ayrılmış.



Hakemin mücadeleyi bitirmesiyle 150 kadar KARŞIYAKA taraftarı maçın bitiş düdüğü ile birlikte sahaya girmişler. Bunu gören rahmetli GODE CENGİZ bizim taraftarımızın önüne geçerek futbolculara kimse dokunmayacak demesinin ardından sahaya giren taraftarlarımız yönün hakeme çevirmişler ve hakemleri dövmüşler.
İşte gerçek kardeşliğe ilk adımlar böyle atılmış.
Daha sonraki sezonlarda KARŞIYAKA İstanbul deplasmanlarına gidiyor ve gazeteci Hakan ağbeyimizin vesilesi ile de İstanbul'da ki maçlarda da dostluk iyice perçinlenmeye başlamış.
Bu dostluk 1986 – 1987 yılına kadar bu şekilde gitmiş.
Daha sonralarda ise gerek KARŞIYAKA ’nın gerekse KARAGÜMRÜK'ün çeşitli liglerde mücadele etmesinden kaynaklanan bir kopukluk meydana gelmiş. Ama kardeş işte ne kadar kopukta olsak bugüne kadar hep gönüllerimiz bir.



2002 sezonunda KARAGÜMRÜK ile aynı ligde mücadele veriyorduk. KARAGÜMRÜK Eskişehir deplasmanına geliyordu. Ama içlerinden Ahmet DİRİ ( Kınalı ) ağabeymiz Eskişehir deplasmanına gitmiyordu.
O haftada KARŞIYAKA’ nın İstanbul da maçının olduğunu öğrenen Ahmet abi bizim maçımıza geliyor ve kendini tanıtıp orada bizle birlikte bir yandan maç izleyip bir yandan geçen zamanı ve bir daha kopmamak için karşılıklı telefon numaraları alıp veriyor.
Yıllar sonra aramızdaki dostluğu yeniden canlandırıyor. Buradaki en güzel şey artık aynı ligde olmasakta aramızda bir kopukluk olmamış ve nitekim de öyle olmaya devam etmişti.



KARŞIYAKA ne zaman İstanbul'a gitse hiçbir zaman bizi başından sonuna kadar yalnız bırakmayan bir kardeşimizdir KARAGÜMRÜK, KARŞIYAKALI olup İstanbul'da askerlik yapanların çarşı iznini KARAGÜMRÜK ’de geçirmesinden, KARAGÜMRÜK'te girilen dükkanlarda KARŞIYAKA resimleri görmesine... Bu dostluğu çok iyi bilen Karşıyakalıların dükkanlarında ki Karagümrük takvimlerine.İzmir’ e gelip KARŞIYAKA ya uğramadan gitmeyen KARAGÜMRÜKlü kardeşlerimize kadar.
Genel olarak bir çok kulübün dost , kardeş takımları vardır ama hepsi bir yandan da kendilerini gösterme çabalarındadırlar.
Bizim kardeşliğimizi diğerlerinden ayrı kılan o kadar içten ve samimiyiz ki birbirimize karşı ayrı liglerde de olsak, hiçbir şekilde sportif faaliyetlerde karşılaşmasakta birbirimizle her zaman irtibat içindeyiz.
Çünkü biz KARDEŞİZ.