
Karşıyaka'mız için yaşayan efsane futbolculardan biri bu haftaki konuğumuz; Rıza Tuyuran. Hala attığı goller akıllarda olan, Karşıyaka'nın
yine zor dönemlerinin birinde dümene geçen, futbolu bıraktıktan sonra Karşıyaka'ya yerleşen gerçek bir Karşıyakalı Rıza Tuyuran.
YeşilKırmızı Ekibi : Altobelli lakabı nereden geliyor ?
Rıza Tuyuran : Bu lakabı bana Karşıyakalılar uygun gördü. Benim ilk kez Karşıyaka formasını giydiğim senelerde İnter'de Altobelli oynuyordu. Forma giydiğim ilk maç 4-1 kazandığımız Salihli maçı,
açık trıbün tarafından bir gol atmıştım. Altobelli de aynı gün çok benzer birı gol attı ve lakabımız Altobelli oldu.
Y.K. : Karşıyaka'da toplam gol sayınız ne kadardı? İlk ve son gollerinizİ hatırlıyor musunuz ?
R.T. : Toplam gol sayım 150'nin üzerindedir. Bu gollerin de 100 kadarını kafa ile kaydemişimdir. Bu 100 golünde 50 tanesinden fazla ön direkten gelmiştir. İlk gol az önce bahsettiğim Salihli'ye attığım gol.
Karşıyaka forması ile attığım son gol ise 91-92 sezonunda Söke maçı'nda. O maç 1-1 sona ermişti.
Y.K. : Karşıyaka forması altında bir çok müsabakaya çıktınız. Bir çoğu unutlmazdır mutlaka ama en öne çıkan hangisi?
R.T. : Salihli maçı benim için oldukça anlamlı bir maçtı. Maçtan bir gün önce cuma günü imzayı atmıştım, aslında o maçı oynamak riskti çünkü takımla hiç antreman yapmamıştım.
Fakat hocamız Tamer Abi çok ısrar edince forma giymiştim. Çok güzel bir gündü stad full doluydu.
Y.K. : Bugünkü hücum oyuncuları ile sizin döneminizdekiler arasında ne gibi farklar var ? Beğendiğiniz bir futbolcu var mı ?
R.T. : Bir ara futbol değişime uğrasa da bugunku futbolda tekrar olay benim aktif olarak oynadığım günlere dönmeye başladı. Gerçek anlamda santrafor oynayan tek futbolcu İbrahımovic bana göre.
Hava hakimiyeti iyi, yerden oynarken iyi, pas veriyor, şut atıyor. Tek eksiği İsveç Futbolu'nun karakteristik özelliklerini taşıyor, yani çok esnek bir yapıya sahip değil.
Y.K. : Sizce teknik direktörlük döneminiz başarılı mıydı? Bir daha bu görevi Üstlenir misinz ?
R.T. : Gerçekten zor bi donemdi. Gençleşme dönemiydi. Ödemelerde sıkıntılarla karşılaşılsa da o dönemden hiç bir futbolcumuzun alacağı kalmadı. Futbol olarak da canla başla mücadele eden bir takım yaratmaya çalıştım.
O dönem için yapmasaydım dediğim hiç bir şey yok. Ben doğma büyüme Karagümrüklüyüm. Ama Türkiye'nin her yerinde Karşıyakalı Rıza olarak tanınıyorum. Bundan da gurur duyuyorum. Karşıyaka'da bu görevi tabii ki üstlenirim.
Y.K. : Şimdilerde maçlara geliyor musunuz?
R.T. : Kacırdığım maç yoktur.
Y.K. : Oynadığınız ve teknik direktörlük yaptığınız dönemlerden birer futbolcuyu şu andaki takıma monte etme şansınız olsa kimleri tercih edersiniz ?
R.T. : Oynadığım dönemden Büyük Muharrem'i, teknik direktörlük dönemimdeki form durumunu göz önüne larak söylüyorum Korhan'ı oynatırdım.
Y.K. : Sizce KSK'nin başarılı olma reçetesi nedir ?
R.T. : Yönetimlerin içinde hiç gol kacırmış, ayağı kaymış topu ıskalamış, tekme yemiş kişi yok. O zaman kim seçecek futbolcuyu? Teknik direktör.
Teknik adam da haklı olarak günü kurtarmak adına yapısına uygun topçu getiriyor. Son 10 yılda kaÇ transfer yapılmış bir düşünelim ? 300 civarında futbolcu gelip gitmiş, bu nasıl olur?
Taraftar illaki şampiyonluk istiyor, yoneticiler de bu baskıya şampiyonluk söylemi ile cevap veriyor ve gerçkten büyük paralar harcanıyor. Bana göre KSK'nin en büyük yanlışı bu noktada.
Bir diğer önemli nokta, şampiyonluğa oynayacağız diyerek kimliğimizi kaybettik. Üretmeden kazanma şansımız yok. Ama ürettıgımız futbolcuları da pazarlayabilmeliyiz.
Karşıyaka, yüz yıla yaklaşan tarihe sahip bir kulüpse böyle zor dönemleri illaki daha önce yaşamıştır. Nasıl kurtulundu o önemli.
Bizim bir hatamızda büyüklüğümüzle övünmemize rağmen büyüklüğümüzü hissettiremiyoruz. Takım sahaya çıktığında 1-0 önde başlamalı, sahaya aslan gibi çıkmalı. Biz oynarken bu duygularla sahaya çıkardık. Çünkü KSK'nin ne olduğunu tüm Türkiye biliyor.
Y.K. : Mevcut durumu nasıl değerlendiriyorsunuz ?
R.T. : Şu anda iyi mücadele eden bir kadro var, dört tane kaliteli adam kadroya katılırsa bu kadro çok iyi işler yapar.
Futbolcuların hepsi sadece görevini yapacak, formasını düşünecek kişiler olmalı. Böyle futbolcuları yetiştirip, iki kişi transfer edilirse gelenler mecburan takımdaki az önce söylediğim hisleri hissedecek, takımla yaşayacaktır. Mevcut durumda hocayı yorumlamak bile yapılacak en son iş bence.
Y.K. : Siz de Karagümrüklüsünüz, Karşıyaka-Karagümrük dostluğundan biraz bahseder misiniz ?
R.T. : Karagümrük dostluğu Aytaç Kocatoros'la, Gode cengiz'le ile başlıyor. Gode Cengiz askerliğini İstanbul'da yapıyor, kardeşini Karagümrük'e emanet ediyor.
Ordan başlayan dostluk öyle bi boyut alıyor ki Gode Cengiz'in vefatında Karagümrük'ten otobüs kalktı. Ben daha küçükken hatırlıyorum Karagümrük'te KSK maçı için gelen tüm otobüs kahvede kalmıştı.
Y.K. : Taraftar hakkında neler söyleyeceksiniz ?
R.T. : Oynadığımız dönemle şimdiki taraftarlar arası büyük fark var. Şimdilerde taraftar çok ateşli ama sahaya faydası yok. Çoğunluk tribünde deşarj oluyor.
Bizim dönemimiz de 5-0 galipken küfür yedik, kaybettiğimiz maçtan sonra alkışlandık. İşin özü yönlendirici olan taraftar her zaman kulübüne daha yararlıdır. Futbol hata oyunu az hata olan kazanıyor her zaman. Taraftar ilk hata da oyuncuyu demoralize ederse olmaz.
Başka bir fark ise biz oynarken takım kaybettiğinde Çarşı'da utancımızdan yürüyemezdik. Maç öncelerinde yine Çarşı'da gezerken motive eden sözler duyardık.
Maalesef durum şimdiler böyle değil.
Rıza Tuyuran'a Karşıyaka'mıza verdiği emekler ve hiç bir zaman Karşıyaka'lılığını kaybetmediği için bir kez daha teşekkür ediyoruz. Camiamızın, Rıza Tuyuran gibi sporcularla hakettiği yerlerde mücadele edeceğine inanıyoruz.
www.yesilkirmizi.com özel
Röportaj : Ali Yüceışık, Mesut Sancak, Müjdat Bilgiç, Nail Diker
Fotoğraflar: Mesut Sancak
yine zor dönemlerinin birinde dümene geçen, futbolu bıraktıktan sonra Karşıyaka'ya yerleşen gerçek bir Karşıyakalı Rıza Tuyuran.
YeşilKırmızı Ekibi : Altobelli lakabı nereden geliyor ?
Rıza Tuyuran : Bu lakabı bana Karşıyakalılar uygun gördü. Benim ilk kez Karşıyaka formasını giydiğim senelerde İnter'de Altobelli oynuyordu. Forma giydiğim ilk maç 4-1 kazandığımız Salihli maçı,
açık trıbün tarafından bir gol atmıştım. Altobelli de aynı gün çok benzer birı gol attı ve lakabımız Altobelli oldu.
Y.K. : Karşıyaka'da toplam gol sayınız ne kadardı? İlk ve son gollerinizİ hatırlıyor musunuz ?
R.T. : Toplam gol sayım 150'nin üzerindedir. Bu gollerin de 100 kadarını kafa ile kaydemişimdir. Bu 100 golünde 50 tanesinden fazla ön direkten gelmiştir. İlk gol az önce bahsettiğim Salihli'ye attığım gol.
Karşıyaka forması ile attığım son gol ise 91-92 sezonunda Söke maçı'nda. O maç 1-1 sona ermişti.
Y.K. : Karşıyaka forması altında bir çok müsabakaya çıktınız. Bir çoğu unutlmazdır mutlaka ama en öne çıkan hangisi?
R.T. : Salihli maçı benim için oldukça anlamlı bir maçtı. Maçtan bir gün önce cuma günü imzayı atmıştım, aslında o maçı oynamak riskti çünkü takımla hiç antreman yapmamıştım.
Fakat hocamız Tamer Abi çok ısrar edince forma giymiştim. Çok güzel bir gündü stad full doluydu.
Y.K. : Bugünkü hücum oyuncuları ile sizin döneminizdekiler arasında ne gibi farklar var ? Beğendiğiniz bir futbolcu var mı ?
R.T. : Bir ara futbol değişime uğrasa da bugunku futbolda tekrar olay benim aktif olarak oynadığım günlere dönmeye başladı. Gerçek anlamda santrafor oynayan tek futbolcu İbrahımovic bana göre.
Hava hakimiyeti iyi, yerden oynarken iyi, pas veriyor, şut atıyor. Tek eksiği İsveç Futbolu'nun karakteristik özelliklerini taşıyor, yani çok esnek bir yapıya sahip değil.
Y.K. : Sizce teknik direktörlük döneminiz başarılı mıydı? Bir daha bu görevi Üstlenir misinz ?
R.T. : Gerçekten zor bi donemdi. Gençleşme dönemiydi. Ödemelerde sıkıntılarla karşılaşılsa da o dönemden hiç bir futbolcumuzun alacağı kalmadı. Futbol olarak da canla başla mücadele eden bir takım yaratmaya çalıştım.
O dönem için yapmasaydım dediğim hiç bir şey yok. Ben doğma büyüme Karagümrüklüyüm. Ama Türkiye'nin her yerinde Karşıyakalı Rıza olarak tanınıyorum. Bundan da gurur duyuyorum. Karşıyaka'da bu görevi tabii ki üstlenirim.
Y.K. : Şimdilerde maçlara geliyor musunuz?
R.T. : Kacırdığım maç yoktur.
Y.K. : Oynadığınız ve teknik direktörlük yaptığınız dönemlerden birer futbolcuyu şu andaki takıma monte etme şansınız olsa kimleri tercih edersiniz ?
R.T. : Oynadığım dönemden Büyük Muharrem'i, teknik direktörlük dönemimdeki form durumunu göz önüne larak söylüyorum Korhan'ı oynatırdım.
Y.K. : Sizce KSK'nin başarılı olma reçetesi nedir ?
R.T. : Yönetimlerin içinde hiç gol kacırmış, ayağı kaymış topu ıskalamış, tekme yemiş kişi yok. O zaman kim seçecek futbolcuyu? Teknik direktör.
Teknik adam da haklı olarak günü kurtarmak adına yapısına uygun topçu getiriyor. Son 10 yılda kaÇ transfer yapılmış bir düşünelim ? 300 civarında futbolcu gelip gitmiş, bu nasıl olur?
Taraftar illaki şampiyonluk istiyor, yoneticiler de bu baskıya şampiyonluk söylemi ile cevap veriyor ve gerçkten büyük paralar harcanıyor. Bana göre KSK'nin en büyük yanlışı bu noktada.
Bir diğer önemli nokta, şampiyonluğa oynayacağız diyerek kimliğimizi kaybettik. Üretmeden kazanma şansımız yok. Ama ürettıgımız futbolcuları da pazarlayabilmeliyiz.
Karşıyaka, yüz yıla yaklaşan tarihe sahip bir kulüpse böyle zor dönemleri illaki daha önce yaşamıştır. Nasıl kurtulundu o önemli.
Bizim bir hatamızda büyüklüğümüzle övünmemize rağmen büyüklüğümüzü hissettiremiyoruz. Takım sahaya çıktığında 1-0 önde başlamalı, sahaya aslan gibi çıkmalı. Biz oynarken bu duygularla sahaya çıkardık. Çünkü KSK'nin ne olduğunu tüm Türkiye biliyor.
Y.K. : Mevcut durumu nasıl değerlendiriyorsunuz ?
R.T. : Şu anda iyi mücadele eden bir kadro var, dört tane kaliteli adam kadroya katılırsa bu kadro çok iyi işler yapar.
Futbolcuların hepsi sadece görevini yapacak, formasını düşünecek kişiler olmalı. Böyle futbolcuları yetiştirip, iki kişi transfer edilirse gelenler mecburan takımdaki az önce söylediğim hisleri hissedecek, takımla yaşayacaktır. Mevcut durumda hocayı yorumlamak bile yapılacak en son iş bence.
Y.K. : Siz de Karagümrüklüsünüz, Karşıyaka-Karagümrük dostluğundan biraz bahseder misiniz ?
R.T. : Karagümrük dostluğu Aytaç Kocatoros'la, Gode cengiz'le ile başlıyor. Gode Cengiz askerliğini İstanbul'da yapıyor, kardeşini Karagümrük'e emanet ediyor.
Ordan başlayan dostluk öyle bi boyut alıyor ki Gode Cengiz'in vefatında Karagümrük'ten otobüs kalktı. Ben daha küçükken hatırlıyorum Karagümrük'te KSK maçı için gelen tüm otobüs kahvede kalmıştı.
Y.K. : Taraftar hakkında neler söyleyeceksiniz ?
R.T. : Oynadığımız dönemle şimdiki taraftarlar arası büyük fark var. Şimdilerde taraftar çok ateşli ama sahaya faydası yok. Çoğunluk tribünde deşarj oluyor.
Bizim dönemimiz de 5-0 galipken küfür yedik, kaybettiğimiz maçtan sonra alkışlandık. İşin özü yönlendirici olan taraftar her zaman kulübüne daha yararlıdır. Futbol hata oyunu az hata olan kazanıyor her zaman. Taraftar ilk hata da oyuncuyu demoralize ederse olmaz.
Başka bir fark ise biz oynarken takım kaybettiğinde Çarşı'da utancımızdan yürüyemezdik. Maç öncelerinde yine Çarşı'da gezerken motive eden sözler duyardık.
Maalesef durum şimdiler böyle değil.
Rıza Tuyuran'a Karşıyaka'mıza verdiği emekler ve hiç bir zaman Karşıyaka'lılığını kaybetmediği için bir kez daha teşekkür ediyoruz. Camiamızın, Rıza Tuyuran gibi sporcularla hakettiği yerlerde mücadele edeceğine inanıyoruz.
www.yesilkirmizi.com özel
Röportaj : Ali Yüceışık, Mesut Sancak, Müjdat Bilgiç, Nail Diker
Fotoğraflar: Mesut Sancak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder