
Bu sefer konuğumuz Karşıyaka'mızı katıldığı her yarışta başarı ile temsil etmiş, bir çok Türkiye Şampiyonluğu yaşamış, dünya şampiyonluğuna kadar ulaşmış genç bir Karşıyakalı; Onur Derebaşı.
Yeşil Kırmızı : Bize öncelikle kendinden ve bahseder misin?
Onur Derebaşı : 1986 İzmir doğumluyum. Öncelikle İzmir Büyükşehir'de yüzmedeydim. Sonra 1995 yılında babamın Karşıyaka Yelken şubede çalısmaya baslaması ile bir iki ziyaretten sonra Karşıyaka'da kaldım. Kurs donemınden sonra optimist sınıfında Karşıyaka'da yarışmaya başladım. Şu anda eğitimime ise Celal Bayar Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu Öğretmenlik bölümü ikinci sınıfa devam ediyorum.
Başarılara gelirsek optimist sınıfında bölge ve Türkiye'de dereceler aldıktan sonra 2000 yılında Türkiye üçüncülüğü yaşadım ve milli takımla beraber ülkemi ilk kez temsil etme şanısını yakaladım. Daha sonra Laser 4.7 sınıfında 2001 yılında tekrar Türkiye üçüncüsü oldum. 2002'de Laser 4.7'nin bir üst sınıfı olan Laser Radial sınıfında Gençler Türkiye ikincisi ve büyükler Türkiye üçüncüsü oldum.
2003 yılında yine Laser Radial sınıfında Yunanistan'ın Selanik kentinde yapılan Balkan Şampiyonası'nda şampiyon olduktan sonra Çesme'de yapılan ve 98 sporcunun katıldığı Laser 4.7 Dünya Şampiyonası'nda şampiyon oldum.
2004 yılında Laser Radial sınıfında Hollanda'da Europa Cup yarıŞında genel sıralamada üçüncü, genclerde ise birinci oldum. Europa Cup, Avrupa Şampıyonası'na eş değer bir yarışma. Yine 2004 yılında Laser Radial Türkiye Şampiyonlugu var. 2004 yılında Federasyon'un düzenlediği bütün yarışlarda birinci oldum. İrlanda'da Laser Radial Avrupa Şampiyonusı'nda 217 sporcu arasında gençler yedincisi oldum. 2005'te Laser Standart'ta yarışmaya başladım. Bu sınıfta da Türkiye Şampiyonu oldum. Bu sınıfın diğer yarıştılarımdan farkı ise olimpik bir sınıf olması.
Şu an için olimpiyat için hazırlıklara devam ediyoruz.
Y.K. : Yelkende dünya şampiyonluguna kadar cıktın neler hissettin şampiyonlugu kazandıgında ?
O.D.: Emeğinin karşılığını almak gerçekten güzel bir duygu. İki sene önceden Dünya Şampiyonu olacağıma inanmış ve söylemiştim.
Dünya Şampiyonu olduğum sene Üniversite sınavına da katılacaktım. Üniversite sınavından sonra Balkan Şampıonası'na gittim, ardında Çeşme'de yarıştım.
Türkiye'de hangi branşta kaç dünya şampiyonu var? Böyle bir başarıya ulaşmak gurur verici. Ama belirtmek gerekirse büyük fedakarlıklar sonucu bu başarıyı elde edebildim.
Y.K. : Bundan sonraki hedeflerin nelerdir?
O.D.: En büyük hedefim 2008 Olimpiyatları'na katılmak. 2007 yılında başlayacak olan seçme yarışlarında ülke olarak barajı aşabilirsek bu hedefimi de gerçekleştirmek istiyorum.
Bu olmazsa 2012 Olimpiyatları için çabalaycağım. Olimpiyatlara katılmadan yelkeni bırakmak istemiyorum.
Yakın dönemdeki hedeflerime bakacak olursak önümüzdeki temmuz ayında Laser Radial Sınıfı'nın Dünya Şampiyonası var. İmkanım olursa ona katılmak istiyorum, çünkü yine büyük bir
başarı elde edebileceğime inanıyorum.
Y.K. : Kulubümüz sence yeterince yelkene destek çıkıyor mu? Eksiklikler neler ?
O.D. : Karşıyaka gelen sporculara tekne ve yelken donaımını şube olarak sağlamakta. Bu önemli bir destek. Gelen sporcu sadece kıyafetlerini alıyor.
Bölgemizdeki Çeşme, Foça gibi diğer kulüplerde yelkenciler herşeylerini kendileri alıyor. Türkiye'de sporcu kalitesi olarak en iyi takım biziz diyebilirin.
Fakat sadece bizde değil ülkemizde yelken sporu için sponsorluk kavramı konusunda büyük eksiklikler var. Bize yapılan harcamalar vergiden düşülüyor ama yine de sponsor olmak için şirketler düşünüyor.
Oysa elde edilen başarılar ortada, kendileri için çok büyük bir tanıtım şansı da olabilir sponsorluk.
Y.K. : Daha genel sorulara geçersek Türkiye'nin 3 tarafı denizlerle cevrili fakat deniz sporları yeterınce ilgi görmüyor ? Bunun sebebi sence ne olabilir ?
O.D. : Denizin ortasına tribün kuramayınca kimse bizi izleyemiyor ve kitlelerin ilgisini çekemiyoruz. Avrupa'da her ülkede çok profesyonel olarak yelken yapılıyor ve sponsorluk mekaniması oturmuş durumda.
Bizim ülkemizde futbol ve basketbol var ama gerisi ağzı ile kuş tutsa yeterli ilgiyi görmüyor. Bu aslında ülkemizde yelken sporunda amatörlük-profesyonellik kavramlarının net olarak oturmamasından da kaynaklanıyor.
Bunun oturması lazım. Genel olarak yelkene yatırım olmaması, sporculara sahip çıkılmaması sonucunda ilgizilik daha da artıyor. Biz de ayrılan bütçelerle diğer ülkeler arasında inanılmaz uçurumlar var.
İrlanda'da Avrup Şampiyonası'na katıldığımızda televizyonlar denizin ortasında yarışları kameraya çekip akşam yayınlıyorlar. İrlanda'da 3-4 gazeteci gelip bizle röportaj yaptı. Bunların açıkçası bizde çok zor sağlanabileceğini düşünüyorum.
Y.K. : Yelkende Türkiye'nin yeri dünyada neresi ?
O.D. : Biz de başarı küçük yaşlarda geliyor. Okuldan destek geliyor, çünkü hocalarımız sağolsunlar destek çıkıyorlar bu dönemlerde. Bir de henüz küçük yaşlarda hayat derdi olmuyor. Okul bitince sporla meslek arasında seçim yapmak zorunda kalınıyor. Çünkü yelken yaparak hayatını kazanamazsın, mecburen yelkenden uzaklaşıyoruz. Biraz önce de dediğim gibi amatörlük ve profesyonellik kavramları oturmadığı sürece bunun da çok değişebileceğini zannetmiyorum. Bundan dolayı Türkiye yelkende gençler kategorilerinde başarılı olsa bile büyüklerde bu başarı giderek azalıyor. Büyüklerde başarı, yelkenin sporcuların işi olması ile sağlanabilir. İki sene düzenli olarak antreman yapma imkanımız olsa, Türkiye'ye olimpik sınıflarda dereceler getirebiliriz.
Y.K. : Peki Karşıyaka'nın diğer branşlardaki müsabakalarını takip ediyor musun ?
O.D. : Müsabakalara gidemiyorum. Çünkü maçlar hafta sonu, ama hafta sonları denizdeyiz. Ama ne olmuş ne bitmiş, nasıl gidiyoruz merkaımdan kulübü tabii ki takip ediyorum.
Y.K. : Son olarak Karşıyaka sevdalılarına neler demek istersin ?
O.D. : Hafta sonları gelip kulübümüzde antremanları izlesinler. Zaman zaman yarışlarda oluyor. İzledikleri zaman keyif alacaklarından eminim.
Onur Derebaşı'na bize antrman sonrası zaman ayırdığı için teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
www.yesilkirmizi.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder